Maç başlar başlamaz Beşiktaş önde oynamaya, Trabzonspor topu rakibe bırakmayı tercih eden bir oyunu tercih etti. Fakat Beşiktaş'ta taktiksel, kollektif bir oyun maalesef göremedim.

Beşiktaş yüklenen, Trabzonspor bekleyen görüntüsünü, korudu ilk bölümde, bir pozisyonda Muçi topu ezerek belkide gelişmekte olan atağı bozdu.

Neden bu maçta Aboubakar, Rachitsa, Onur Bulut tercih olmaz diye düşündüm durdum. Finaller, hızlı oyuncularla kazanılır. 14. dakikada yıldız forvet Oneachu Colley'i de geçerek, topu ağlarla buluşturdu ön baskısı tuttu bu arada Trabzonspor'un, Muleka içeri katetti 16. dakikada iyide girdi, vurdu Uğurcan'ın ellerinde kaldı.

Beşiktaş'ta ilginç olan topa her müdahaleleri, rakibe pas oluyordu. İlk yirmi dakikanın bana hissettirdiği, uyumsuzluktu. Uyumsuzluk varsa, başarılı futbolu da göremeyiz doğal olarak.

İlk 30 dakika bana sorsalar derli toplu Trabzon, dağınık Beşiktaş derim.

İlk devre tempo olarak bir o kalede bir bu kalede geçen karşılaşma, son dakikalarda 45+2 de Salih Uçan'ın çevirdiği top Bardhinin koluna çarpınca hakem beyaz noktayı gösterdi. Ghezzal bunu affetmedi ve topu ağlarla buluşturarak 1-1'i yakalayarak ilk devre soyunma odasına gitti.

İkinci devrenin başında bir pozisyonda içeri kateden Muleka arkaya çok güzel bir asist yaptı. Salih uçarak çok güzel bir kafa ile durumu 2-1 yaptı. Sonrası 2 kalede Oneachu vurdu, çizgiden çıkartıldı. Ghezzal vurdu 62. dakikada direkte patladı. 63. dakikada Ghezzal çıktı, Rachitsa oyuna dahil oldu. Beşiktaş'ın en iyi atakları, Swenson ve Salih Uçan diyebilirim.

İkinci devre ile birlikte, olumlu hava Beşiktaş'a döndü diyebilirim. Trabzonspor'da Meunier, Bardhi mücadeleci gözüktü.

Trabzonspor Trezeguet ve Pepe hamleleri ile ikinci yarı oyuna hakim olma isteğini koydu. Dakika 70 de baskı sonuç verdi. Viscanın vuruşu direkten dışarı çıktı.

Son 20 dakika heyecan dorukta olacak diye düşünmedim değil. Visca 72'de sağdan müthiş indi, fakat topu Oneachu ile buluşturamadı.

75. dakikada Muleka sakatlandı. Aboubakar hamlesi geldi doğru, mecburiyeti olmasa bile, yapılması gereken bir değişiklikti diye düşünüyorum.

Beşiktaş finalde son 15 dakikaya girerken,
sanki biraz daha defans kontrolüne ağırlık vereceğim hissi verdi bana. 

Bu dakikalarda dikkatimi çeken Eren, Mendi dahil öne çok top yapma isteği gördüm özellikle. Stoperleri de öne çıktı sık sık demek daha doğru.

İlginç olan Necip Musrati'nin birbirlerini sakatlama pahasına hava topuna çıkışları Beşiktaş'taki hırsı da gözler önüne seriyordu. Beşiktaş'ın geride oyunu kabul etmesi başına son dakikalarda iş açmaz ümit ettim.
Sonradan giren Rachitsa, Aboubakar katkı sağladı derim maça, özellikle golün geldiği dakika Beşiktaş için çok iyi oldu.

İlk devrenin son dakikasında aldığı o olumlu havayı ikinci devrenin sonuna kadar taşıyan Beşiktaş, doğru uyguladığı karakterle, oyunun iyileri, Swenson ve Salih ile kupanın kulbundan tutacağım derken bu 89. dakikada köşe atışında Pepe ile 2-2 yi yakaladı. Dakika 89 Beşiktaş geriye yaslanarak futbolda en iyi defans hücumdur anlayışını unutmuş  oluyordu.

Anlayamadığım nasıl böyle kolay gol, pozisyonları oluşuyor, iki kalede derken, Al Musrati dakika 90'da kupa bizim dedirtiyordu...

Uzaklardan gelişine muazzam vurarak, finalde rajonu, adeta ben keserim diyerek kupayı alırız, turumuzu atarız diyordu. Finallerde futbola çok bakılmaz, kazanan haklıdır. Bu Beşiktaş'a da anasının ak sütü gibi helal olsun bu kupa. 62. Türkiye Kupası Beşiktaş kulübüne hayırlı olsun.