Yeni bir güne, yeni bir yazıyla merhaba! Yazdığımız her şey hakikat olsun diyelim ve söze başlayalım.

Bu kez sizlere, kardeş ülkemiz Azerbaycan’dan sesleniyorum. Davet edildiğim televizyon programı vesilesiyle Bakü’yü görme şerefine nail oldum. Bu muazzam şehir, hem tarihi dokusuyla hem de modern mimarisiyle beni derinden etkiledi. Bizi tüm güzellikleriyle misafir eden Bakü'de, özlediğimiz o bozulmayan insan ilişkilerine yeniden kavuşmanın nostaljisini yaşadım.

Sönmeyen Ateş: Umutların Simgesi

Bakü’nün sembolü olan Alev Kuleleri, bana sönmeyen umutları anımsattı. Bu şehirde, nezaket sadece mertebe sahibi insanlara özgü bir değer değil; hem kadınlar hem de erkekler, misafirlere gösterdikleri saygı ve hürmetle insan ilişkilerinin en güzel örneklerini sunuyor. Bu tavır, şehrin neden bu kadar refah seviyesine ulaştığının da bir kanıtı.

Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmak için verdiği haklı mücadele, onların kültürel miraslarını güçlü bir şekilde koruma altına almalarını sağlamış. Batı’nın etkisini sadece mimaride görmek mümkün; Sovyetler Birliği döneminden kalma büyük ve anıtsal yapılar, şehrin farklı köşelerinde yükseliyor. Ancak bu güçlü öz kimlik, modernleşme sürecinde dahi korunmuş.

Medeniyetin Başkenti: Bakü

Bakü, bana göre medeniyetin başkenti olmayı hak eden bir şehir. Şehrin her köşesinde tarih ve kültür dolu bir yolculuğa çıkmak mümkün. İçeri Şehir (Eski Şehir), 12. yüzyıldan kalma Kız Kulesi ve 15. yüzyıldan kalma Şirvanşahlar Sarayı gibi yapılarla, şehrin derin tarihini gözler önüne seriyor. Her adımda yeni bilgiler edinmek, Bakü’nün sunduğu kültürel zenginliklerin bir parçası oldu.

Modern ve Gelenekselin Buluşması

Bakü'nün en tanınan simgelerinden biri olan Alev Kuleleri, şehrin modern yüzünü simgeliyor. 2012 yılında tamamlanan bu üç kule, akşamları LED ışıklarla alev motifleriyle aydınlatılıyor ve şehrin modernleşme sürecinin en görkemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak modernleşme dediğime bakmayın; Bakü, her zaman modern olmayı başarmış bir şehir.

Azerbaycan Mutfağı: Bir Lezzet Yolculuğu

Azerbaycan mutfağı, zengin kültürel mirası, baharatlı et yemekleri ve nefis tatlılarıyla hem göze hem de damağa hitap eden bir mutfak. Misafirperverliğin önemli olduğu bu kültürde, yemekler paylaşmanın ve bir arada olmanın en güzel yollarından biri. Kebaplarından Şah Pilavı'na, Düşbere'sinden nefis tatlılarına kadar her lezzet, tadılmayı hak ediyor. Misafirleri için demlenen o kokulu çaylar ve çayların yanında gelen ikramlıklar da kardeşlerimizin ne kadar yüce gönüllü olduklarını bize gösteriyor.

Alevlerin Şehri: Veda Zamanı

Alevlerin şehrinden ayrılmak benim için zor olacak gibi görünüyor. Sönmeyen alevin hepimizin içine birer sönmeyen umut olarak dokunmasını temenni ediyorum.

Bir Şarkı: Küsüb Getdi - Sara Qədimova

Ekonomist

Sinem ÖZKAN