Az Alkmaar, Hollanda Eredivisie Ligi’nde şu an 6. sırada ve orta seviye bir takım görüntüsü çiziyor.
Uzun zamandır kötü gidiyorlardı ve Fenerbahçe maçını iple çekiyorlardı. Maça Fenerbahçe hızlı başladı ve ilk 5 dakika rakibine top vermedi, ancak pozisyon bulamadı.
Schmanzki yedekti, yerine Fred oynadı. Orta sahada Amrabat ve İsmail oynadılar; solda Maximin, sağda Tadic.
Uzunca süre iki takım da birbirini sınadı; ta ki 28. dakikaya kadar. Bu dakikada Edin Dzeko kaleci ile karşı karşıya kaldı; top kalecinin bacak arasına çarptı ve kaleye gitmedi. Fenerbahçe’nin ve maçın en net pozisyonu buydu.
Maximin bal yapmayan arı gibi… Topu alınca topla beraber koşuyor, ceza sahasına kadar geliyor; ancak final paslarını veremiyor.
Mourinho, “Büyük Hoca,” ancak büyük hocalar da bazen hata yapabilir. Mesela ben olsam, tam forma girmişken En Nesyri’yi kesmezdim; onunla başlar, Edin Dzeko’yu ise hamle oyuncusu yapardım.
36. dakikada Dzeko sağ çaprazdan bir gol daha kaçırdı ve topu kaleciye teslim etti. İlk yarıda İsmail biraz bocaladı; Mert ve Osayi-Samuel iyi mücadele ettiler.
İkinci yarıya atak gibi başlamamıza rağmen pek pozisyon üretemedik. Bir iki pozisyonumuz oldu, ama kaçırdık her zamanki gibi.
Az Alkmaar, bulduğu ilk organize atakta golü de buldu ve bu gol adeta göstere göstere “geliyorum” dedi. Gol sonrasında gelen penaltıyı En Nesyri cömertçe harcadı. Olmaz böyle şey, ama oldu maalesef.
İkinci yarıda Maximin yerine Schmanzki, İsmail yerine En Nesyri oyuna girdiler. Kaçan penaltı sonrasında Fenerbahçe bir ara bocaladı ve oyundan kopar gibi oldu.
Az Alkmaar çok genç ve çok koşan, temaslı oyunu seven agresif bir Hollanda takımı.
Bir gol pozisyonunu da onlar harcadılar ve bu, Fenerbahçe’yi oyunda tuttu. Pozisyonun hemen akabinde ise En Nesyri güzel bir kafa vuruşu ile skoru dengeledi: 1-1.
Tam maça tutunduk derken zamansız bir gol yedik. Bu gol de göstere göstere geldi. Maalesef takımımızda savunma yok! Stoperler sürekli değişiyor, iki bek ise çakma ve mecburiyetten oynuyor.
Golleri İsmail çıktıktan sonra yememiz de ilginç bir istatistik! Becao yerine Mert Hakan, Mert Müldür yerine ise Cenk Tosun hamlesi geldi Mourinho’dan. Ancak geç kaldı; bu hamleler daha önce gelmeliydi.
Kaçan penaltı, maçın kırılma anı oldu.
Golü ararken kalemizde 3. golü de gördük; ancak şu maçın istatistiklerine bakılırsa sonuç kesinlikle bu olmamalıydı.
Fenerbahçe, topla oynamada, kaleyi bulan şutta ve pas sayısında öndeydi; ancak rakibine yenildi. Demek ki istatistiklerle olmuyor.
Günün sonunda, Fenerbahçe aslında avucunun içine aldığı, özellikle ilk yarıda daha iyi oynadığı, net gol pozisyonlarını harcadığı maçta Alkmaar’a 3-1 kaybederek 5 puanda kaldı ve AZ Alkmaar bu galibiyetle Fenerbahçe’yi sıralamada geçmeyi başardı. Henüz her şey bitmedi; ancak Mourinho ve oyuncuları Avrupa Ligi’nde ciddiyetsiz oynamaya devam ederlerse, hedeflerine varamadan bu macerayı bitirmek zorunda kalırlar.
Nasıl ki zorlu Trabzon deplasmanında son dakikada atılan golle alınan 3 puan Mourinho’ya yazarsa, bu sonuç da Mourinho’ya yazar, net!