Düzenlenen etkinlik kapsamında diyabet tanısı veya diyabet riski taşıyan bireylere yönelik, sağlıklı kahvaltı tabağının nasıl oluşturulacağı, meyve ile meyve suyu arasındaki farklar ve etiket okuma gibi önemli konular hakkında eğitim verildi.

Diyetisyenlerin rehberliğinde, sağlıklı atıştırmalıklar ve ikramlıklar üzerine önerilerin bulunulduğu atölyede, diyabet hastası çocukları olan katılımcılara, beslenme çantasında hangi gıdaların bulunması gerektiği ve diyabet yönetimini iyileştirecek pratik bilgiler aktarıldı. Ayrıca katılımcıları sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirecek yemek tarifleri ve broşürler paylaşıldı.

ÇETİN: BUGÜNE KADAR YAKLAŞIK 12 BİN SEANS GERÇEKLEŞTİRDİK

Doç. Dr. Mustafa Doğan: Üst solunum enfeksiyonlarındaki tablo, Covid-19'un yıkıcı tablosu değil Doç. Dr. Mustafa Doğan: Üst solunum enfeksiyonlarındaki tablo, Covid-19'un yıkıcı tablosu değil

Diyabetin en büyük sağlık sorunlarından biri olduğunu belirten Ümraniye Belediyesi Uzman Diyetisyen Büşra Çetin, “Ümraniye ilçemizde ikamet eden vatandaşlarımıza ücretsiz bireysel beslenme danışmanlığı hizmeti vermekteyiz. Bugüne kadar hizmet kapsamında yaklaşık 12 bin seans gerçekleştirdik. Bu hizmetin yanı sıra ilkokullar, ortaokullar ve liseler dahil olmak üzere ‘Sağlıklı Gelecek İçin Sağlıklı Beslenme’ projesi kapsamında gençlerimize, çocuklarımıza eğitimler vermekteyiz. Bugün burada Diyabet Diyabet Günü için Türk Diyabet Cemiyeti'yle birlikte bir program gerçekleştirdik. Bu atölyede ‘Sağlıklı beslenme tabağı nasıl oluşturabiliriz?’ diyerek diyabetli ya da diyabet riski olan kişilere bunları anlattık. Aynı zamanda daha çok kadınların ilgi alanı olan çay saati menüsünü ‘Sağlıklı bir şekilde nasıl hazırlayabiliriz?’ diyerek bunları konuştuk” dedi.

ÜSTÜN: KAN ŞEKERİNİ DENGELEYEBİLMEYİ HEDEFLİYORUZ

Etkinlik kapsamında sağlıklı atıştırmalıklar hakkında önerilerde bulunan Türk Diyabet Cemiyeti Diyetisyeni Ayşe Üstün, “Biz bugün sağlıklı kahvaltı tabağı oluşturmak üzere burada toplandık. ‘Sağlıklı tabağımızda neler olmalı veya neler olmamalı?’ bunlardan bahsettik. Mutlaka tabağınızın yarısı sebzeden yarısı posadan oluşmalı. Kan şekerini dengeleyebilmeyi hedefliyoruz. Bu yüzden tabak modelinde dörtte birinin proteinden ve karbonhidrattan oluşmasını bekliyoruz. Kan şekerimiz uzun süre dengelensin ve günün geri kalanında da devam etsin istiyoruz. Burada amacımız sadece diyabetlere değil diyabet riski olan veya olmayan herkes için geçerli bir tabak modeli oluşturmak. Bunu vurgulamaya çalışıyoruz. Hiçbir besin grubunu çıkarmadan, yasaklamadan besin gruplarını öğrenip tabağımıza oluşturmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

‘AVRUPA’DA EN YÜKSEK DİYABET SIKLIĞINA SAHİP ÜLKEYİZ’

Hareketsiz yaşam, sağlıksız ve yanlış beslenme, genetik yatkınlık, fazla kilolu olmanın Tip 2 diyabete zemin hazırladığını söyleyen Üstün, “Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF)’in rakamlarına göre tüm dünyada 20-79 yaşındaki nüfusun 540 milyonu diyabetli. Yani; bugün, 20-79 yaş arasındaki 10 yetişkinden 1’inde diyabet var. Yine IDF’in gerçekleştirdiği tahminler, dünyadaki yetişkin diyabetli sayısının 2045’e kadar yüzde 46 artacağı ve 783 milyona ulaşacağı yönünde. Bu da 2045’te her 8 kişiden 1’inde diyabet görüleceği anlamına geliyor. Türkiye'de ise 12 milyonun üzerinde diyabetli bulunuyor. Avrupa’daki en yüksek diyabet sıklığına ve üçüncü en yüksek diyabetli birey sayısına sahip ülkeyiz. Türkiye sağlık bütçesinin dörtte biri diyabet ve diyabete bağlı organ hasarları için harcanmakta” ifadelerini kullandı.

'DİYABETLİ HER 2 KİŞİDEN 1’İ HASTALIĞININ FARKINDA OLMADAN YAŞIYOR’

Erken teşhis ve tedavinin diyabet riskini önlediğine değinen Üstün, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Diyabetli her 2 kişiden 1’i hastalığının farkında olmadan yaşıyor. IDF verilerine göre, dünyada 212 milyon, Türkiye'de ise 2,7 milyon kişinin henüz tanı konmamış diyabetli olduğu biliniyor. Diyabet teşhisindeki gecikme, diyabetlinin tedavi edilmeden geçirdiği sürenin uzamasına ve yüksek kan şekerin neden olduğu hasarların ortaya çıkmasına neden oluyor. Teşhis edildiğinde her beş diyabetliden birinde diyabete bağlı komplikasyonların çoktan başlamış olduğu görülüyor.”

YILMAZ: DİYABETLİ HASTA OLARAK ÖĞRENDİĞİM ŞEYLER OLDU

Sağlıklı Yaşam Atölyesi’ne katılan Tip 1 diyabet hastası Birsu Yılmaz da “Ümraniye Belediyesi’nin hizmet verdiği diyetisyene gidiyordum. Bana Diyabet Farkındalık Günü hakkında eğitim verildiğini söylediler. Bugünkü eğitimin konusu kan şekerini dengede tutabileceğimiz ve sağlıklı şekilde uzun süre tokluk hissi yaşayabileceğimiz bir tabak oluşturma hakkındaydı. Tahin ve posa içeriğiyle humus; elmalı ve yulaflı pasta, nohut ve yulaflı poğaça ile kabaktan oluşan bir börek tarifimiz vardı. Tip 1 diyabetli hasta olarak öğrendiğim şeyler oldu. Şekerimi dengede tutabileceğim bazı egzersizleri ve uyku düzeni hakkında da bilgi edindim. Kendi açımdan yararlı bir etkinlik oldu” dedi.

Kaynak: dha