SİYASET ENGELLİLERİ TÜMÜYLE GÖZDEN ÇIKARDI!
Basın açıklamasında, 23 Nisan’da yaşanan deprem sonrası Türkiye’nin bir kez daha deprem gerçeği ile yüzleştiği vurgulandı. Açıklamada, ülkemizin en yoğun nüfusunun bulunduğu İstanbul ve Marmara bölgesinde, giderek yaklaşan büyük depremin öncü sarsıntılarının sonuçlarıyla karşılaşıldığı belirtildi.
TSD’nin, 1778 engellinin katılımıyla Türkiye genelinde yaptığı araştırma sonuçlarına göre, engellilerin %91,9’u afet durumunda yönlendirilecekleri toplanma ve geçici barınma alanlarının kendileri için erişilebilir olmadığını, %45,2’si ise afet ve acil durumlara karşı hazırlıklı olmadıklarını ve endişeli olduklarını belirtti. Yapılan açıklamada, “Afet bölgesi olan ülkemizde engellilerin yaşama hakkı şansa ve tesadüflere bırakılıyor.” denildi.
Türkiye’de engellilerin giderek daha da kötüleşen koşullar, sürekli daraltılan haklarla tümüyle gözden çıkarılmış bir toplum kesimini oluşturduğu ifade edilen açıklamada; yetersizlikler, ihmaller, yanlışlar sonucunda ülke nüfusuna sürekli yeni engellilerin katıldığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Trafik kazaları, iş kazaları, depremler, yetersiz ve hatalı tedaviler başta olmak üzere tümüyle engellenebilir, önlenebilir olaylardır.” denildi.
6 Başlıkta Derlenen Sorunlar
Açıklamada, mevcut sorunlar altı başlık altında sıralandı:
1. Engelli raporlarının verilmesine yönelik yönetmelikte sürekli yapılan değişiklerle, yasa’da temel alınan uluslararası standartlardan uzaklaşıldığı; engellilerin kağıt üzerinde engelli olmaktan çıkarıldığı, bakıma muhtaç olanlara desteğin kesildiği belirtildi.
2. Gerek İş Yasası’nda gerekse Devlet Memurları Yasası’nda belirlenen kotalara uygun engelli istihdamı sağlanmadığı; 2022 sayılı Yasa kapsamında çalışamayan engellilere verilen devlet desteğinin ise aile geliri hesabıyla uygulanmadığı ve bu durumun destek almayı engellediği ifade edildi.
3. Sağlık Uygulama Tebliği ile hem erişilebilen ilaç sayılarının azaltıldığı, hem de engellilerin yaşamını sürdürmesi için zorunlu olan ortez, protez, tekerlekli sandalye, akülü tekerlekli sandalye, işitme cihazı, sonda, kolostomi, ülostomi gibi yardımcı tıbbi malzemelerin alınmasının olanaksız hale geldiği belirtildi. Açıklamada, bu cihazların piyasa fiyatlarının kur ve enflasyon artışları nedeniyle arttığı, devlet desteklerinin yıllardır güncellenmediği ve bu nedenle engellinin karşılamak zorunda kaldığı miktarın ödenemez düzeye ulaştığı vurgulandı.
4. Ulaşımda yaşanan sorunlara dikkat çekilen açıklamada, “Yollardan, kaldırımlardan başlayarak toplu ulaşım sistemlerinde engellileri destekleyecek, ulaşımını kolaylaştıracak adımlar ısrarla atılmamaktadır.” ifadelerine yer verildi. Toplu ulaşım araçlarının engellilere uygun hale getirilmesine ilişkin yasa maddesinin otomatik olarak sürekli ertelendiği; engelli bireylerin evde tutsak kaldığı ya da kendi olanaklarıyla araç sahibi olmaya zorlandığı belirtildi. Ayrıca, sürücü belgesi alımının zorlaştırıldığı, araç alımı desteğinin kısıtlandığı kaydedildi.
5. Engellilerin emeklilik koşullarının sürekli değiştirilerek zorlaştırıldığı, birçok engelli emeklinin kazanılmış haklarının iptal edildiği ifade edildi.
6. “Suistimali engellemek” gerekçesiyle yapılan her adımın, asıl suistimalleri yapan kamu görevlilerini değil, engellileri cezalandırdığı belirtildi. Açıklamada, “Siyaset doğrudan kendi kadrolarının dahil olduğu suistimal zincirlerinin cezasını engellilerin üzerine yıkmaktadır. Bunları yapanları değil, engellilerin tümünü cezalandırmayı tercih etmektedir.” denildi.
“İnsana Yaraşır Yaşam Hakkı Hayata Geçirilmeli”
Basın açıklaması, “İnanıyoruz ki engellerden arınmış, eşit ve erişilebilir bir dünya bizler için de gelecektir.” mesajıyla tamamlandı. Ayrıca, Birleşmiş Milletler’in temel ilkelerinden biri haline gelen “insana yaraşır yaşam” ilkesinin hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı.
ÖZEL HABER: SEDAT KURT