Avrupa’nın en güçlü ligleri arasında yer alan Süper Lig, bir anlamda Ankara'nın yokluğunda eksikti. Ama o tablo artık değişti.
Yüzyılı geride bırakmış bir başkent kulübünün yeniden ait olduğu yere, Süper Lig’e dönmesi sadece bir spor başarısı değil, bir şehir kimliğinin yeniden ayağa kalkışıdır. Uzun süredir, Avrupa’nın başkentleri arasında Süper Lig’de takımı olmayan tek ülke olarak gösteriliyorduk. Bu eksiklik, bir şehrin sesi olmadan atılan her golde, bir başkentin sessizliği olarak yankılanıyordu.
Ancak bu sezon tablo değişti. Artık hem kadınlar Süper Ligi’nde hem de erkekler Süper Ligi’nde başkenti temsil eden iki takımımız var. Bu durum yalnızca spor camiası için değil, Ankara’nın sosyokültürel varlığı açısından da büyük önem taşıyor.
Ama eksik olan hâlâ bir şey var: Ankaragücü.
Cumhuriyetle yaşıt bu güzide kulübün yeri alt ligler değil, Süper Lig’in tam ortasıdır. Sadece sportif başarı değil, bir kentin onuru ve tarihidir Ankaragücü. Gençlerbirliği ve Fomget spor ile birlikte Ankara'nın dünyaya açılan yüzü,tarihinin ve direnişinin simgesidir bu üç efsane. Onların başarısı, bu şehrin kalbinin ne kadar güçlü attığını herkese gösteriyor.
Bu sezon umudumuz, birlik ve beraberlik içinde, şehrin tüm renklerinin aynı amaç uğruna kenetlendiği bir dönem olması. Artık sadece çıkmak değil, “bir daha düşmemek” için mücadele zamanı. Başkent, yalnızca yönetim merkezi değil, sporda da zirveye oynayan bir şehir olduğunu tekrar göstermeli.
Ankara’ya yakışan da budur.
TYT TTRK EKRANLARINDA BAHADIR BULUT İLE DOKSAN+VAR PROGRAMINDA GÖRÜŞMEK ÜZERE.
Esen kalın, sporla kalın.