Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel partisinin Esenyurt'ta düzenlediği 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinginde konuştu.
Özel, "Bu şartlar altında seçilen ve suçu Türkiye'nin en büyük ilçesini AK Parti'ye kaptırmamak olan Ahmet Özer'i aldılar, içeriye attılar. Atarken ki iddiaları neydi biliyor musunuz? Onu terörle ilişkilendiriyorlar. Bir hemşerisi ölmüş Van'da. Anneleri ölmüş, oğullarından birini aramış ve demiş ki 'Anneniz sizin gibi çok kıymetli evlatlar yetiştirmişti. Mekanı cennet olsun.' Efendim o altı oğlandan biri, bir terör örgütüne kayıtlıymış, 'kıymetli evlatlar' diyerek Ahmet Özer terörü ve teröristi övmüş. Taziye ha taziye. Taziye verilen başka bir kardeş, terörden suçlanan başka bir kardeş. Ana için taziyeden terör çıkaran bir anlayış var. Diğer tarafta Ahmet Özer'e diyorlar ki 'Terör örgütüne para yardımı yapmışsın.' Diyor ki 'Tövbe yapmadım.' Diyorlar ki 'Bu teröriste para yollamışsın.' Bir bakıyor tarihe, tutara bakıyor. Van'daki dairesinin aidat borcu birikmiş, apartmanın yöneticisi IBAN vermiş. Yöneticiye aidat parasını yollamış. O yöneticiden devlet bir terörist çıkartmış. 'Ahmet Özer de terör örgütüne yardım yaparmış.' Apartmanın aidatı kadar. Şuna bakın. Zaman geçiyor, unuturuz. Bunları ısrarla anlatmak, hatırlatmak lazım. Efendim 'Remzi Kartal'la telefon görüşmesi.' Hatırlamıyor. Kendisinin önüne kanıt olarak konulamıyor. Ama diyor ki 'Kayıtlarda Remzi Kartal'la telefon görüşmesi var.' Ahmet Özer, Remzi Kartal'la bir telefon görüşmesi yaptı mı bilinmez ama AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, Remzi Kartal'la onlarca kez telefonda, hatta yüz yüze görüşmüş. Bunu söyleyince diyor ki Sayın Yayman, 'Evet görüştüm. Ama ben akademisyendim. Akademisyen kimliğimle görüştüm.' Peki Ahmet Özer görüşmeyi yaptığı zaman neydi? Vali miydi, genelkurmay başkanı mıydı? O da akademisyendi. O telefon görüşmesini yaptıysa, eğer o telefondan terör çıkıyorsa vallahi kusura bakmasınlar. AK Parti milletvekillerinden daniskası çıkar, daniskası. Açıkça ortada. İşte bu numaralarla Ahmet Özer'i alıp içeri koydular" dedi.
Özel, "Kayyıma gelince de şunu hatırlatmadan geçmiyoruz. Milyarlarca liralık Lise Kampüs Projesini bakanlığa devretti. Esenyurt'un malını gitti Milli Eğitim Bakanlığı'na verdi. Belediyenin 10 dönüm arazisini Sağlık Bakanlığı'na verdi. Sizin malınızı Sağlık Bakanlığı'na verdi. 38 cami ve altındaki yüzlerce işletmeyi, o yüzlerce cami altındaki işletmelerin gelirleriyle belediyeye para kalacak, size hizmetler yapılacaktı. 'Ben gideceğim, Ahmet Özer gelecek. Bu yüzlerce belediye binasının, belediye dükkanının kirasını Esenyurt'a hizmet diye getirecek' diye, tuttu yüzlerce dükkanın parasını Diyanet'e devretti. Esenyurt'un parasını. Ahmet Başkan'ın başlattığı Yılmaz Güney Müzesi Projesini, Ahmet Kaya Müzik Konservatuarı Projesini, Barış Manço Çocuk Evi Projesini, Yaşar Kemal Projelerini durdurdu, olduğu gibi bıraktı. Ahmet Özer olsaydı bakın MHP'lilerin çok sevdiği, hepimizin sevdiği dünya görüşü MHP'ye yakın, Barış Manço Çocuk Evi de yapıyordu, Ahmet Kaya Müzik Konservatuarı da yapıyordu. Bu hazımsız kayyım, bu beceriksiz kayyım, bu iş bilmez kayyım orada işgale devam ediyor, Ahmet Özer de Silivri'de çile çekiyor. Yazıklar olsun hepsine, yazıklar olsun" dedi.
Özel, "Bu Aziz İhsan Aktaş, çeşitli belediyelerde, Gaziosmanpaşa'da, bir tane araç, efendim bir başka belediyede iki araç. Seçim öncesi varmış il ilçe başkanlıklarına, AK Parti ile çalışan yerlermiş bunlar. 'Aman CHP gelirse aram bozulmasın', kendi ifadesi '10 tane AK Parti'ye veriyorsa, iki tane de CHP'ye sesli araç dolaştırmış.' O araç üzerinden belediyelere operasyonlar yapılıyor. Bugün bir karar çıktı. Biz geldiğimizde Ekrem Başkan 'Şu İBB'nin arabalarını bir gösterin' dedi. 2 binden fazla araba kayıp. Bunların bazısı makul yerlerde. Adliyeler istiyor verilmiş, çeşitli kaymakamlıklar istiyor, polisin ihtiyacı var verilmiş. Ama bazıları olmayacak yerlerde. Mesela 59 araç karşısında yazıyor, AK Parti il başkanlığına verilmiş. Markası, plakası, şasi numarası ve ne kadar kaldığı. Hemen hemen hepsi 3,5 yıl AK Parti il başkanlığında. İl Başkanının, il başkan yardımcılarının ya da Ankara'dan buraya gelen yöneticilerin emrinde AK Parti il başkanlığında dolaşmış. Seçimden önce bir aylık, iki araçla belediye başkanını seçim öncesi kampanya yardımından tutuklayanlar, 59 araç, üç yıl belediyenin parası bir partide, buna İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik verdi, takipsizlik. Diyor ki 'Efendim bu konuda daha önce Ekrem İmamoğlu bunu yapmıştı. Süleyman Soylu da elinden dosyayı kapmıştı. Bir rapor yazmıştı. Suç unsuru yoktur. O yüzden benim de bunu araştırmama gerek yoktur' diyor. Ey İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, bu belediyelerin bütün dosyaları Sayıştay denetiminden geçti. İçişleri Bakanlığı'nın müfettişlerinin denetiminden geçti, iç denetimlerden geçti, bir suç bulunmadı. Sen dosya çekip çağırıp, itirafçı uydurup buna bakıyorsun. 59 tane araç, 3,5 yıl AK Parti tarafından devlet malı kullanılmış. 'Buraya Süleyman Bey bakmıştı, kusur bulmamıştı. Ben de buna takipsizlik veriyorum' diyorsun. Sen bunu takip etme ama ben bu dosyayı da yaptığın bütün AK Parti kayırmacılıklarını da ömrüm yettiğince takip etmezsem, yakandan elimi çekersem namussuzum. Şimdi Türkiye'nin öbür taraflarında ne işler çeviriyor onu da söyleyeceğim de ama biz her yerde ışıkları yakıp çoğunlukla Yiğidim Aslanımı söylüyoruz. Ama bugün akşam Esenyurt meydanından Ahmet Özer'e, arkadaşlarımıza telefon ışıklarımızla birlikte bambaşka bir şarkıyla seslenelim. Elbette bu arkadaşlar çıkacak bir gün, Esenyurt'un belediyesine gelip tekrar oturacaklar bir gün. Esenyurt'la kucaklaşacaklar bir gün. Kürt'ü Türk'ü kol kola dost kalacaklar bir gün. Hep birlikte söyleyelim, Ahmet Özer'e gidiyor. Bütün siyasi tutsaklara gidiyor" dedi.
Özel, "Hafta sonu Bayrampaşa Belediyesi'ndeki komediyi izlediniz mi? Rezaleti izlediniz mi? Bakın, darbeciler milli iradeye düşmandır. Bayrampaşa, 30 yıldır bizi seçmedi. Dönüp bir kelime laf etmedik. Doğru adayı aradık. Doğru siyaseti kovaladık. Hasan Mutlu'yu aday yaptık, büyük bir başarıyla Bayrampaşa'yı kazandık. Belediye Başkanımız Hasan Mutlu'ya üç kez; önce üç ay önce, sonra tutuklanmasından 15 gün önce, sonra da tutuklanmasından iki gece önce yani tutuklandığından bir önceki gece AKP ve MHP'nin il ve ilçe yöneticileri tarafından tekliflerde bulunuldu. Hasan Mutlu diyor ki 'Biri kötü niyetli değildi. 'Abi hallederiz. Sen bizim partiye geç, ben halledeceğim' dedi. Biri, biraz daha tehdit gibi söyledi.' İsimleri savcı söyledi; kimininki tapeye girdi, kimininki savcıda. Ama üstüne giden yok. Diğer taraftan 'Ya AKP'ye katılacaksın, ya da tutuklanacaksın' dediler. Hasan Mutlu böyle bir şey yapmadı, partisini satmadı, haysiyetiyle oynatmadı ve içeriye atıldı. O içeriye atıldığında CHP'nin AK Parti'den dört belediye meclis üyesi fazlası vardı. Beş belediye meclis üyemizi tutukladılar. Bunu Türkiye'nin dört bir yanında yapıyor, yakın olursa şanslarını deniyorlar. Manavgat'ta da yapmaya çalıştılar. Şile'de de denediler. Her tarafta iradesine sahip çıkan, partisine sahip çıkan, partisini kollamak için icabında cezaevindeyken belediye meclis üyeliklerinden istifa eden Cumhuriyet Halk Partisi'nin kahraman evlatlarının alınlarından öpüyorum" dedi.