CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), parti genel merkezinde Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında toplandı. Parti Sözcüsü Deniz Yücel, toplantıya ilişkin düzenlediği basın toplantısında konuştu. Yücel, ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerinin 61’incisini dün Brüksel’de gerçekleştirdiklerini söyleyerek, “Aklı, kalbi, akrabaları ve kökleri Türkiye’de olan, yaşanan hukuksuzluklardan dolayı vatanı ve milleti için kaygı duyan binlerce gurbetçi vatandaşımızla bu defa da Brüksel’den ‘adalet’ talebimizi dile getirdik. Demokratik bir ülkede, hep birlikte, huzur ve barış içerisinde yaşamanın ön koşulunun ‘hukukun üstünlüğü’ olduğunu, siyasetin etkisinde ve gölgesinde olmayan her yargı kararının, bu ülkenin geleceğini aydınlattığını biliyoruz. İşte bu nedenle yılmadan hem yurt içinde hem de yurt dışında ‘hukuk’ ve ‘adalet’ mücadelemizi her geçen gün daha da büyütüyoruz” ifadelerini kullandı.
'HER ŞEY TÜM ŞEFFAFLIĞIYLA ORTADADIR'
Yücel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni talep edilmesine ilişkin, "Konu son derece açıktır. Sayıştay ve MASAK detaylı şekilde inceleme yapmıştır. Yetmemiş başkanımız kendisi de ayrıca inceleme yaptırmıştır. Kaydı olmayan tek bir kuruş bulunamamıştır. Her şey tüm şeffaflığıyla ortadadır. Bu soruşturmayla ilgili, geçtiğimiz hafta başında iddianame açıklandı. Mansur Yavaş ne sanık ne tanık ne de şüpheli. Görüyoruz ki, soruşturmada ismi dahi geçmezken, bir üst akıl Mansur Başkan hakkında da soruşturma izni istemeyi uygun görmüş. Ankara’yı kaybetmeyi hazmedemeyenler, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş’ı itibarsızlaştırmak için ellerini ovuşturanlar avuçlarını yalayacaklar. Ankara’da 25 yıllık belediyecilik ve yönetim kabusunu rekor oyla seçilerek sona erdiren Mansur Yavaş’ı soruşturmaya dahil etmek için hukuki değil siyasi gerekçelerle hareket edenler, geçmiş dönemdeki yolsuzlukları soruşturmaktan imtina edenler elbette bunun hesabını yine hukuk önünde verecektir” dedi.
'HUKUKSUZLUKLAR ÜLKENİN GERÇEĞİ'
Yücel, dar gelirli, dezavantajlı mahallelerde yetişmiş, eğitimini tamamlamamış çocukların kısa yoldan büyük paralar kazanma vaadiyle suç örgütlerine üye olduklarını söyleyerek, "Çeşitli menfaatler karşılığında suça bulaşıyorlar, tetikçilik yapıyorlar, insan öldürüyorlar. Bu da ülkeye hakim olanın ‘hukuk düzeni değil mafya düzeni’ olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu çetelerin ve bu çetelerin kurmuş olduğu mafya düzeninin asıl azmettiricilerinin siyasete yön veriyor olması ihtimali ise bu işin bir başka bir rahatsız edici boyutu. Yurt dışına kaçma şüphesi dahi olmayan seçilmiş belediye başkanlarımızın, kıymetli bürokratlarımızın cezaevlerinde tutulduğu, ama Ankara’nın, İstanbul’un göbeğinde gündüz vakti insanların öldürüldüğü, bir kısım sanıkların şartla tahliye edildiği bir hukuksuzluk düzeni ve bu bozuk düzen Serdar Öktem’i de adaleti de koruyamadı. Suça sürüklenen çocuk istatistikleri her geçen gün daha korkunç bir hal alırken, faili meçhul cinayetler de yaşanan hukuksuzluklar da bu ülkenin bir gerçeği haline geldi” ifadelerini kullandı. (DHA)